Gaziantepli (Ayintaplı) Ermeni Artin Kalayciyan’In Torunu Marya’Nın Merakı… (1)

6 ^0_C

İstanbul

Ramazan Demir

27 Şubat 2010 Cumartesi

Gaziantepli (Ayintaplı) Ermeni Artin Kalayciyan’In Torunu Marya’Nın Merakı… (1)

Kırk yıl önce, Anadolu’nun bağrından Avrupa’nın çeşitli ülkelerine gönderilen “dağlı” vatandaşlarımızın davul-zurna, bando-mızıka ile karşılandığı dönemler, şüphesiz ki çok gerilerde kaldı. Aradan üç nesil oluştu…Birinci nesil emekli, ikinci nesil iş başında, üçüncü nesil eğitimli ve Avrupa’ya uyum sağlamış, fakat gerçek değerlerini az kayıplarla koruyorlar. Bunlar, artık Anadolu Türkleri değil Avrupalı Türklerdir… Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde büyük sermaye sahibi, işveren, milletvekili, belediye başkan vekili… Eğitimli 15 bin yüksek tahsilli gençle bir güç oldular, Avrupalı Türkler… Yürekten kutlamak gerek, sevinmek gerek, iftihar etmek gerek onlarla…

***

Bu girişten sonra konuyu Almanya’ya gidip de yurduna kesin dönüş yapmış bir Gazianteplinin hikayesine getirmek istiyorum… Gaziantepli Şahin… Uzun yıllar Almanya’da çalışıp para ve mevki kazandıktan sonra, Paris’i görmek ve gezmek üzere Fransa’ya gider.

Fransa’da gezerken bozulan fotoğraf makinesini onarmak ve yeni film için Almanca konuşan bir satış yerini arar. Zira, vatandaş Şahin Fransızca tek kelime bilmemektedir, dolayısıyla meramını da anlatamamakta… Aşağıdaki diyalog, Almanca dilini iyi derecede konuşan, Almanya’da çalışıp emekli olan ve limitli olarak orada yaşayan Türk vatandaşı Şahin ile Paris’te bir işletme sahibi Fransız arasında geçer…

Olayın özeti şöyledir:

Paris’e gezmeye giden işçi vatandaşımız Şahin, bozulan fotoğraf makinesini onarmak ve makineye uygun film almak ister. Fransızca bilmediği için Almanca konuşan bir yer arar ve sonuçta Almanca bilen elemanın olduğu bir işletmeyi bulur; fotoğraf filmi satın almak istediğin, makine ile ilgili problemini, kısaca derdini anlatır. Akıcı Almanca’yla konuşan Türk işçisine, 60lı yaşlarında, otoriter, sert görünüşlü bayan “hoş olmayan bir ifadeyle;

- “…Alman, neden Fransızca konuşmuyorsun?...” der.

Türk işçi vatandaş cevap verir;

“…Ben Alman değilim, ….de değilim…” der…

-“Peki, kimsin, bu kadar akıcı Almanca’yı nasıl konuşuyorsun?...”

-“Türküm…” der vatandaş Şahin…

Bu cevap üzerine kadının rengi tavrı birden değişir, gülmeyen yüzü tebessüm etmeye başlar, oturması için yer gösterir vatandaş Şahine...

-“Hep merak ediyordum Türkiye’yi, Türkleri, Türkiye’nin neresindensiniz?...”

-“Bilemezsiniz ki siz, sadece İstanbul’u bilirsiniz…” der vatandaş Şahin...

-“Söyle hele, Türkiye’nin neresindensiniz?...”

-“Gaziantep’ten…” der vatandaş Şahin.

Tekrar ettirmek ister;

-“Nerden???!!!...”

-“Antepten…”

Bu ifadeden sonra karşısındakinin tavrı tamamen değişir ve vatandaş Şahin’i işletmenin köşesindeki büro gibi ayrılmış yere davet eder. Vatandaş Şahin, karşısındakinin dükkan sahibi olduğunu anlar, içinden de, “..bak şu işe, galiba bizim problemi çözecek…” diye içinden geçirir… Bu diyalog süresince yaşlı bayanın tavrının bu denli değişmesinin hâlâ sırrını çözmüş değil Şahin…

Büroya varıp oturduktan sonra yardımcısını çağırır, dükkan sahibi Fransız kadın, Fransızca bir şeyler söyler ve son kelimeyi Türkçe bitirir; “…Tanrı misafiridir…” Yardımcısına içecek ikram etmesini söylemiştir muhtemelen…Yardımcı da şaşırmıştır; böyle bir davranışı yabancıya, hele Almana karşı göstermesi vaki değildi o güne kadar… Soğuk içecekler gelir…

Sonra, yaşlı kadın başlar konuşmaya; kendini tanıtır, anlatır öz geçmişini, önce…

Sonra vatandaş Şahin’i sorgular…

***

Aslen Anadolu’dan göç eden/ettirilen Ermeni bir ailenin torunu olduğunu, dedesinin diğer Ermeniler gibi Fransızlarla birlikte Antep işgalinde savaştığını, Fransızların önce kendilerine umut verip cepheye sürdüklerini, sonra “kazık” attıkların detaylı anlatır Marya…

Derin bir geçmişe yolculuk yapıyormuşçasına anlattığı hikayeye zaman zaman ara verdikçe içten bir “ah!...” çeker ve duraklar, kafasını sağa sola sallar… İçinden ne geçirdiği bilinmez, ancak duygulandığı tavırlarından anlaşılır… Her ara anlatıştan sonra daldığı derin dünyadan tekrar gerçek hayata döner ve devam eden hayatın gerçeğini görür, tekrar anlatır geçmişi, dedesinin ağzından…

***

Marya, dedesinin çok net anlatımlarını yazıya dökmek istemiş fakat mümkün olmamış; biraz da korkmuş, gerçeklerin ortaya çıkmasını istemeyen Türk düşmanlarından… Yine, dedesinden dinlediğine göre Anteplilerin kahramanca vatanlarını savunduklarını, aylarca muhasara altında kaldıklarını, Müslüman olmalarına rağmen savaşmayı devam ettirebilmek için açlıktan dolayı kedi köpek eti bile yediklerini, sonuçta çaresiz kalıp Antep’in düşmesini engelleyemediklerini söyler vatandaş Şahin’e…

Ayintepli Şahin vatandaşın hemen aklına şu tarihi bilgi gelir; “ vay be!... 1516 ile 1920 tarihleri arasında Osmanlının himayesinde kalan Antep, geçici de olsa, tarihine bir Fransız işgalinin yazılmasına engel olamaz.. esir düşer…” diye geçirir zihninden…

Dede Kalayciyan’ın torunu Marya’ya verdiği bilgilere göre, Antep’in yerli Ermenilerin yardımıyla Fransızların eline geçtikten sonra uzun sürmeyen bir hayal dönemi yaşandığını, hep durumun böyle devam edeceğini, Anadolu’da bir devlet kuracaklarını sandıklarını, ancak Fransız ve İngilizlerden yedikleri kazığın gerçeklerden çok farklı olduğunu anlatmış dedesi…

Ancak, tüm bu anlatılanların altında esas merak konusu olan bir olayın anlamını öğrenmekmiş…

Marya’nın en çok merak ettiği husus ise, işgalden sonra Antep’e yerleşen Fransızların askeri karakoluna yakın bir Türk ailesinin gösterdiği olağandışı bir davranışın sebebini ve anlamını bulamamış olması… Bu nedenle hep Antep’i, Anteplileri ve Türkleri merak ettiğini, onlarla tanışmak, konuşmak ve özellikle Antepe gidip görmek istediğini, düşüncelerini genişleterek anlatır vatandaş Şahin’e...

(Devamı gelecek sayıda)

ÖNCEKİ

Hediye Paketin Analizi…

SONRAKİ

6 ^0_C

Ramazan Demir

Gaziantepli (Ayintaplı) Ermeni Artin Kalayciyan’In Torunu Marya’Nın Merakı… (1)

Hediye Paketin Analizi…

Gazi Paşa Ve Ermeni Tehciri

Önerilen Yazılar

Yorum Yap

Kategoriler

Faydalı Linkler

Son Yazılar

Feodalizmin Devlete İsyanı: Dersim Olayları... (1)

Çanakkale'de Liseli Şehitler…

Tarih Tekerrür Etmesin…

Ramazan Demir

Gaziantepli (Ayintaplı) Ermeni Artin Kalayciyan’In Torunu Marya’Nın Merakı… (1)

Hediye Paketin Analizi…

Gazi Paşa Ve Ermeni Tehciri

Önerilen Yazılar

Cumhuriyet, Vals Ve Frak...

Türk Milletine Çağrımdır…

Yorum Yap

Kategoriler

Faydalı Linkler

Son Yazılar

Feodalizmin Devlete İsyanı: Dersim Olayları... (1)

Çanakkale'de Liseli Şehitler…

Tarih Tekerrür Etmesin…