Öğrenci Seçme Sınavı (Öss) Sonuçları Üzerine… (3)

6 ^0_C

İstanbul

Ramazan Demir

26 Ocak 2012 Perşembe

Öğrenci Seçme Sınavı (Öss) Sonuçları Üzerine… (3)

Çözüm önerileri…

İrdelenmesi gereken temel konular şöyle sıralanabilir:

*İlkokula başlayan öğrencilerin mensup olduğu ailelerin ekonomik durumu ile öğretim yapılacak okulların öğrenci profili uyumlu hale getirilmelidir…

*Eğitim görülen okulların sınıflarındaki öğrenci kalabalıklığı, okulların alt yapısı çağdaş eğitim kriterlerine göre irdelenmelidir…

*Öğretmenin ekonomik düzeyi ve kendini yenileme süreci, verimliliği, performansı sorgulanmalı, başarısı ve performansına bağlı olarak ekonomik destek verilmelidir….

*Gençlerdeki hormon değişimin etkileri dikkate alınarak diyaloglar geliştirilmelidir. Orta öğrenim çağına gelmiş gençlerin vücutlarında meydana gelen değişiklikler gencin hareketlerini doğrudan etkiler. Bu dönem, gencin tam anlamıyla buluğ çağıdır; her şey ona toz-pembe görünür, kanı “deli akar”…

Gencin kafasında oluşan varsayım, kendisini hiç kimsenin umursamadığı fikri vardır… Sadece onun sınavı kazanması istendiği hissi hakimdir… Ancak gencin benliğine egemen olan duygu ve düşünce, hem kişilik ispatını sağlamak hem de “önemsenme” istemidir…

Bu hava ve psikoloji ile birlikte lisenin ilk iki sınıfı da bittiğinde omuzlarındaki sorumluluğu ve yüklenen yükün ağırlığını hissetmeye başlar… Artık bu noktadan sonra tek hedef vardır; sınavı kazanmak… Bu hedefe ulaşmak için aile elinde gelen her fedakarlığı yapar, gençler de ellerinde ne geliyorsa onu yapmaya çalışır...

*ÖSS rekabetinde lise öğreniminin son sınıfından neredeyse hiç soru gelmediği için öğrenciler lise son sınıfa geldiklerinde zamanın tamamına yakınını ÖSS testlerini çözmeye, dershaneye gitmeye ayırtır. Okul devamsızlığı son noktasına kadar kullanılır, ardından “sağlık raporları” alınır… Tüm zaman dershaneye ayrılır; ne oyun, ne eğlence, ne de gençliğin verdiği “haylazlığı” yaşama fırsatı vardır, bu gençlerin…

Lise bittiğinde, kendini bilmeden, tanımadan, hayata yönelik neyi isteyip neyi istemediği anlamadan, kısaca meslek eğilimini bilmeden üniversiteyi kazanır veya bu şansı yakalamaz ve mutsuzluk denizsinde yüzmeye başlar…

*Ebeveynler, öğretmenler, öğretim üyeleri, üniversite idarecileri, politikacılar kısaca tüm sorumlular bu gençlerin içine düştüğü bu çıkmazın sebeplerini sorgulamak için neler yaptılar, yapıyorlar?...

Eğitim sisteminin yaz boz tahtasına döndürülmesi, başlı başına büyük bir sorundur… “Türk Millî Eğitim Sistemi” denilebilecek bir eğitim sistemimiz var mı? Bize göre yok… Bir modelde istikrar bulup onda devam ettirilmemesi ilginçtir.

Devletin millî eğitim sistemi, en az millî hedefler kadar statik parametreler taşır; zaman içinde dinamik değişimlerle desteklenebilir fakat esas hedef ve amaçlar sık değişmez… Bilindiği üzere 1946da kurulan “Köy Enstitüleri”, Cumhuriyet tarihinin en büyük ve yaygın birinci eğitim projesidir… Cumhuriyet rejimini oturtmak için eğitimli toplum olmak gerektiğini gören zamanın yetkilileri, eğitime köy kökenli gençlerde başlamışlar ve yine köyü, Anadolu halkını kaynağında, yerinde eğitmek amacıyla eğitilmiş köy çocuklarını yine köye göndermek suretiyle projeyi sürdürmüşler. Bu eğitim hareketi, menfaatçi birtakım feodal güçler ve kızıl-yobaz takımı ile “…köylüyü köylü olarak bırakmak gerekir…” diyen “elit zümre, aristokrat kalıntısı kentli kadrolar” tarafından bu eğitim hareketini zaman içinde dejenere edildi ve gerçek hedeflerinden saptırıldı. Bir anlamda “eğitim seferberliği” örneği olan bu proje aynı zaman dilimlerinin en iyi projesi olduğu UNESCO tarafından da tüm dünyaya örnek olarak gösterildiği biliniyor.

Dünyaya “Türk Eğitimi Modeli” olarak geçen bu program neden yok edildi?

Bu sorunun cevabını “Işığı Arayan Genç” (Yüksek Muallimlinin Hikayesi) kitabımızda yazdık; ancak burada da özetlemek gerek: Türk toplumunun eğitilmesi ve kendine gelmesi için her yönüyle rehber olacak öğretmen örneğini yetiştiren Köy Enstitüleri, Millet düşmanları tarafından kısa bir süre sonra kapatılmak için bahaneler aradı. Çünkü, köy kökenli eğitimli öğretmenler, yine köye gidip özlerini uyandıracak, eğitecek ve böylece feodalizme, softalığa, hurafeye, kızıl esintilere zemin kalmayacak…

Elitçilik, seçkincilik, burjuvazi yıkılacak; amele, hizmetkâr sınıfı da “efendi” sınıfına dahil olacaktı… O zaman burjuva, seçkinler, elitlerin safahatına ortak çıkacaklardı… Bu ikbâli ve safahatı paylaşmak onların işine gelmedi…

Neden, ne için, kim tarafından bu ülkenin insanının gelişmesini istemeyenler?…

Bunun sebeplerini hiç sorgulayan oldu mu?...

*Diğer taraftan bir realite olan özel okullar ve özel dershaneler farklı görüşlere hedef olmaktadır… Orta öğretim kurumlarını yerine geçen “özel dershane” sistemi elbetteki kendiliğinde doğmadı… Oluşan oluşturulan boşluğu doldurmak için ortaya çıktılar, yoksa kendiliğinde mantar misali yerden bitmediler…

Millî Eğitim, “millîlik” sıfatını, çamurlu (millı) sıfata terk etmeye hazır duruma geldi… Yaz boz tahtasına dönen müfredat programları, sınıf aşma sistemleri, başarı değerlendirme kriterleri…

Her gelen siyasi iktidar mutlaka eğitim sistemine bir “parmak atıyor…” ve karıştırıp bırakıyor… Karıştıra karıştıra bu hallere gelindi…

Sadece başarılan, siyasi ideolojiye uygun kadroları tayin etmek, menfaat musluklarını kendi emellerine uygun akıtmasını sağlamak…

*İlk-Ortaöğretimde ödenek yetersizliği had safhadadır. Diğer taraftan ilk ve orta öğretim kurumların ödeneksizliği okul yöneticileri ile veliyi karşı karşıya getirmektedir… Her kayıt döneminde basına akseden olaylar, yalan yanlış beyanlar, politik beyanatlar alabildiğine… Vatandaş çaresiz yine evladını düşünerek devletin yapması gerekeni yapmaya çalışır, katkı yapar… Ancak sonuç yine de olumsuz…. Demek ki problemin kuruluşunda ve işleyişinde bir sıkıntı var…

Tüm değerlendirmeler ışığında yapılması gereken husus, uygulanan eğitim sistemin sorgulanması gerektiği yönündedir... Millî Eğitime uygun sistemlerin tartışılması gereklidir… Uygar çağın gereklerine uygun olarak hazırlanmış, akılcı ve uygulayıcı sistemlerin tartışılması gerekir…. Ülkenin Millî Eğitim Bakanı, “palyatif-günübirlik” tedbirlerle, günlük nutuklarla, taraftara sinyaller göndermekle zaman harcayamaz…

Ülkenin genç nüfusu dikkate alınarak ileriye yönelik bilimsel projeksiyonlar çizmek zorundadır. Bugün görünen karamsar tablonun göstergeleri her gün biraz daha kararmaktadır… Ortaöğretim sınavları ile ÖSS yarışlarında 100 bin gencin sıfır puan alması anlaşılır, hazmedilir bir durum mudur?...

Burada ifade edilmesi gereken diğer bir gerçek ise “Yüksek Öğretmen Okulu” projesidir… Cumhuriyetin en büyük eğitim projesi olan “Köy Enstitüleri”nin kalıntısı olan, eli kolu budanmış “öğretmen okulu” orijinli başarılı gençlere “üniversite” kapılarını açan bir proje başlatıldı… Bana göre, 1950li yıllarda demokratik rejimin getirdiği en büyük ikinci eğitim projesi olan “Yüksek Öğretmen Okulu” projesidir…

Ağızlarda “sakız” olan “globalleşme” düzeninde ezilip yok olmak istenmiyorsa, kurulan yeni dünya düzeninde söz sahibi olmak isteniyorsa yeniden eğitim seferberliğine başlanması gerekir…

Tıpkı 1946 ruhu coşkusu gibi fakat yepyeni, yeni çağa uygun normlarla başlayan bir seferberlik…

Tüm komplekslerinden arınmış, kendine özgüveni olan, ezber yerine düşünebilen ve sentezleyebilen, yaratıcı düşünce ile donatılan nesiller yetiştirmek için yeniden eğitim seferberliği yapılmalıdır… Bunun için bu eğitimi verecek yüksek düzeyde eğitilmiş eğiticilere mutlak ihtiyaç vardır…

Bunun örnekleri yakın geçmişte vardır; onların çağın gereklerine uygun olarak yeniden ihdas edilmesi gereklidir…

“Muasır medeniyetin üzerine çıkma” hedefine ancak ve ancak böyle yaklaşmak mümkün olabilir…

Gerisi lafügüzaftır…

ÖNCEKİ

Tecavüze Uğrayan Kadın…

SONRAKİ

6 ^0_C

Ramazan Demir

Öğrenci Seçme Sınavı (Öss) Sonuçları Üzerine… (3)

Tecavüze Uğrayan Kadın…

Dersim Dosyası…(1)

Önerilen Yazılar

Yorum Yap

Kategoriler

Faydalı Linkler

Son Yazılar

Feodalizmin Devlete İsyanı: Dersim Olayları... (1)

Çanakkale'de Liseli Şehitler…

Tarih Tekerrür Etmesin…

Ramazan Demir

Öğrenci Seçme Sınavı (Öss) Sonuçları Üzerine… (3)

Tecavüze Uğrayan Kadın…

Dersim Dosyası…(1)

Önerilen Yazılar

Eğitim Modeli Üzerine İrdelemeler… (4)

Küresel Krizle Sarsılan Dünyanın Dengesi Ve Türkiye…

Yorum Yap

Kategoriler

Faydalı Linkler

Son Yazılar

Feodalizmin Devlete İsyanı: Dersim Olayları... (1)

Çanakkale'de Liseli Şehitler…

Tarih Tekerrür Etmesin…