Türk Milliyetçiliği Üzerine Düşünceler... (6)

6 ^0_C

İstanbul

Ramazan Demir

16 Şubat 2010 Salı

Türk Milliyetçiliği Üzerine Düşünceler... (6)

(Geçen sayıdan devam)

Politik milliyetçilik…

Cemaat kültürü ile yetişmiş, öylesine “mistik” bir atmosferde “…milliyetçiliğin İslam’a aykırı olduğu…” söylem ve telkinleriyle büyümüş, gelişmiş, şekillenmiş beyinler, milliyetçiliği de “rant aracı” olarak kullanmaya çekinmezler…

Bugünlerde bir taraftan milletin kutsal milli değerleri önünde poz vererek yapılan afişler, bu afişleri yine milli hassasiyeti olan yörelere astırarak milliyetçiliğe sahip çıktıklarını sananlar… Gizli ajandalarındaki gündemi kamufle etmeye çalışan “o biçim kafa” yapısının tipik örneği… Öyle bir kafa yapısı ki, devletin birlik-bütünlük sembolü olan en üst makamında ikbal tamamlamak isterken, diğer yandan, bu ulus devletin temel kuruluş felsefesi olan Türk milliyetçiliğini savunanları “ırkçı, ayırımcı, kafatasçı” olarak itham edebilmekte…

***

Türk milliyetçiliğinin temelinde ve ruhunda; diktatörlüğe dayalı milliyetçilik, etnik soya dayalı milliyetçilik yoktur, olamaz…

Demokrasi temeline dayalı kültürel milliyetçilik vardır…

Bu ilkeler ise etnik milliyetçiliğe karşıdır…

Demokrasiyi esas alan ve tüm etnik grupları, din mezhep mensubiyetleri zenginlik, ebrunun ahenkli renkleri olarak varlığına kabul eden bir anlayış…İşte Türk milliyetçiliği anlayışı budur…

Son bir-iki yıldan beri gündemde tartışılan “türeme milliyetçilik” olarak kabul edilen “ulusalcılık” ile Türk milliyetçiliğini birbirinden ayırtmak gerek…

Ulusalcılık, devlet bünyesinde sınırlı olan bir anlayıştır.

Milliyetçilik ulusalcılık değil, toplumsal merkezin siyasal izdüşümüdür...

Globalizme karşı olduklarını söyleyen bazı çevreler, milletin temel değerleri yerine “türeme” bir kimlikle milliyetçilik hüviyetinin köşesi olamaya çalışmaktadırlar…

Bu hareketin ruhunda, milliyetçiliğin yüklendiği birleştirici ve bütünleştirici değerler yerine “geren-gergici” söylemleri yeğlemekte, marjinalleşmektedir…

Toplumsal dengelemeyi geliştirme görevi marjinallikle olmaz.

Bu söylemler Türk milliyetçiliğine atfedilen husumetlerdir… Millete de zarar verir.

***

İlginç olan bir hatırlatmayı burada yapmak istiyorum; bu söylemi, 1960 lı yıllarda, soğuk savaşın “çirkin emelleri”ne alet olmuş zavallı piyonların sık kullandıkları söylemlerdir. Böylesine çirkin, rencide edici ve dayanaksız söylemeler ancak vatan-millete dost olmayanlara, bölücü ve yabancı ideoloji uşaklarına yakıştırılırdı, o zamanlar…

Cumhuriyet tarihinde hiçbir siyasi iradenin sorumluları, milletin ve ulus devletin varlık sebebi, kuruluş felsefesi olan milli değerler bütünü olan Türk milliyetçiliğine karşı bu denli saldırıda bulunmadılar, hiçbir dönem bugünkü gibi gaflete düşmediler…

Sosyolojik ve politik bir anlamı olmayan, sadece ekonomik menfaate dayanan bir kimlik sınırlarını tarif etmek için uydurma kimlikler millete şırınga edilmekte… “Türkiye’ye vatandaşlık bağı” ile bağlı olanları “milliyetçi” sayma gibi yapay bir kimlik yaratma peşinde olanlar, işte, “…o biçim kafa…” yapısında olanlardır… Kendilerine göre bir kimlik arayışı içinde “milliyetçilik” söylemleri var; kendilerine kimlik arayışı var… Onları da ıslah etmek için milletin özüne davet etmek gerek…

Toplumsal gerginliğe dayalı suç işlemeyi siyasi partnerlere yükleme, töhmet altında bırakma, muhaliflerine “mal etme” stratejisi var… Türk milliyetçiliğini bir yaşam biçimi olarak seçen ve yaşayan kadroları sözde zayıf ve marjinal gösterme gayretleri var… Yanlış yapılmakta…

Şu husus çok iyi bilinmelidir ki milliyetçilik hareketi, marjinalleşmek değildir; siyasi söylemlerle bunu marjinalleşmiş gibi göstermek yanlıştır; bunun stratejinin amacı, milletin hassasiyetlerinde rant elde etme gayretleridir. Milletin hassasiyetlerini törpülemek ve milliyetçiliği marjinal bir değer olarak gösterip, halkı “korku” psikozuna sokma stratejisi var…

Türk milliyetçiliği, sosyal bir harekettir, toplumun benliğinde varolan bir öz değerdir, varoluş sebebidir… Korku sebebi haline getirmek, millete ve vatana değil, Türkiye üzerinde başka amaçları olan ve günlük hayatımıza yansıyan olayların ardındaki emperyalist güçlerin işine yarar; bundan şiddetle kaçınmak gerek…

Türk milliyetçiliğini “eylem” aracı olarak göstermek ve ait olmadığı sıfatlarla suçlamak, milletin yükselen değerlerine, en hafifinden saygısızlıktır…

Milletin özünde olan bu değerler, ırki suçlamalarla “eylem” sınırlarına yaklaştırılamaz ve bu zihniyetle milliyetçilik de olmaz…

Sanki Türk milliyetçiliği “ırki esasa dayalı” bir varsayım içinde immişçesine suçlamalar yapmak yanlıştır…

Türk milletinin tarihinde “ırk savaşları” yoktur…

“Zenciler-köpekler- giremez…” tabelalarının yazıldığı bir geçmiş yok Türk milletinin tarihinde…

Fakat, Türkiye’yi bölmek isteyen “ırkçılığa dayalı bölücülük-Kürtçülük vardır… ”

Bugüne kadar bu amaçlar her ne kadar kamufle edilmiş olsa da, son 3-5 yıldır bunu saklayan yok artık, açıktan “bölücülük” yapılmaktadır…

Hem de devlet idaresinde görev alarak, devletin imkânlarıyla devleti parçalama, bölme hareketi uygulanmakta…

Buradaki amaç ve hedefe dikkat etmek gerek…

Cumhuriyetin değerleri tartışılır hale getiriliyor…

Türk milliyetçiliği “ırki” değer olarak suçlanmak isteniyor…

Milletin varlık sebebi olan öz değer tartışılır hale getiriliyor…

Tüm bunların anlamı şudur: ulusal birlik-bütünlük tartışılıyor…

“…Lozandaki azınlık tezi değişmeli…” deniliyor…

Türk milletinin en büyük eseri olan Cumhuriyeti yok etmek için birçok cepheden saldırılar var…

Bir taraftan 2.cumhuriyetçiler, yani “numaracı” cumhuriyetçiler…

Bir taraftan “ırki” değerlere dayalı bölücüler…

Bir yandan devletin imkânlarını her dönemde sömüren hortumcular-yalakçılar-dalkavuklar-satılmışlar…

Bir yandan da Batıya uşaklığı marifet sayan, “liberal aydınlar” olarak geçinen diplomalı cahiller, hainler…

Diğer yandan cumhuriyetin temel ilkeleri olan laiklik, demokratik, hukuk ve sosyal yapısını ifade eden kazanımlarına düşman kadrolar… Devletin tüm kadrolarını ele geçirme hedefi ve projesini uygulamaya koyan siyasi iradeler…

Hepsinin ortak hedefi var; Cumhuriyetin kazanımlarını yok etmek, değerleri değiştirmek…

Bu ne demektir, bunun anlamı nedir?...

Anlamı şudur;Türkiye’ye karşı bir değiştirme operasyonu yapılıyor demektir...

Birçok boyutu ve yönü olan bu operasyonu anlatmak, tabii ki bu yazının sınırları içine sığmaz… Ancak, en azından herkesin uyanık olması gerektiğini hatırlatır…

***

Yok edilmek istenen Türkiye cumhuriyeti hangi şartlarda ve nasıl kuruldu?...

Bunun iyi bilinmesi, anlaşılması ve irdelenmesi gerek…

Bu bilinmeden, bugünkü Cumhuriyetin kadrini, değerini, önemini anlayamayız!...

Savaş yorgunu, bitkin, fakir bir millet…

Yokluk, sefalet içinde, çoğu yaşlı hasta ve çocuk-kadın nüfuslu bir millet…

Açlık, susuzluk, ilaçsızlık, hastalık alabildiğine yaygın; tifo, tifüs, dizanteri, çiçek, verem; bit salgını içinde bir ülke…

Ülkede yol yolak yok….

Telefon radyo hak getire…

Televizyon, hiç duyulmamış bir şey…

Cephane, silah yok…

Dost yok, fakat düşman çok…

Ancak, milletin öz benliğinde var olan fakat küllenmiş “milli ruh” var…

Azim ve mücadele ruhu var…

İşte bu azim ve inançla Türk milleti bu cumhuriyeti kurdu…

Türk milletinin birliği için, istiklâli için emperyalist güçlere, yerli işbirlikçilere, hainlere, uşaklara, menfaatperestlere karşı savaştı…

Ve kazandı…

Böyle bir mücadelenin sonunda kazanılan istiklâlin somut tezahürü olan Türkiye cumhuriyetine, Türk milletine işte bugün bunlar reva görülmektedir…

Gazi Paşanın dediği gibi, “Söz konusu olan vatansa, gerisi teferruattır… “ diye herkesin haykırması gerekiyor… Gün o gündür…

(Devamı gelecek sayıda)

ÖNCEKİ

Prof. Dr. Mustafa Samur’Un Ardından…

SONRAKİ

6 ^0_C

Ramazan Demir

Türk Milliyetçiliği Üzerine Düşünceler... (6)

Prof. Dr. Mustafa Samur’Un Ardından…

Devlet İdaresi Ciddi İştir...

Önerilen Yazılar

Yorum Yap

Kategoriler

Faydalı Linkler

Son Yazılar

Feodalizmin Devlete İsyanı: Dersim Olayları... (1)

Çanakkale'de Liseli Şehitler…

Tarih Tekerrür Etmesin…

Ramazan Demir

Türk Milliyetçiliği Üzerine Düşünceler... (6)

Prof. Dr. Mustafa Samur’Un Ardından…

Devlet İdaresi Ciddi İştir...

Önerilen Yazılar

Atatürk’Ü Anlamak: Millet Tarihini Bilmeli… (3)

Sözüm Samimi Müslümanlara…

Yorum Yap

Kategoriler

Faydalı Linkler

Son Yazılar

Feodalizmin Devlete İsyanı: Dersim Olayları... (1)

Çanakkale'de Liseli Şehitler…

Tarih Tekerrür Etmesin…