Öğrenci Seçme Sınavı (Öss) Sonuçları Üzerine… (2)

6 ^0_C

İstanbul

Ramazan Demir

28 Ekim 2018 Pazar

Öğrenci Seçme Sınavı (Öss) Sonuçları Üzerine… (2)

Orta Öğretimin İflas Tablosu…

Bilindiği üzere her yıl ortaöğretimin belli kurumları için seçme sınavları yapılır. Bunlardan birkaçı Fen ve Anadolu liseleri ile bazı meslek liseleri ve devlet parasız yatılı giriş sınavlarıdır…

2002-2003 öğretim yılı seçme sınavlarında 20 bin 773 öğrenci sıfır puan alırken, 2003-2004 öğretim yılında bu rakam daha da arttı; 40 bin 586 öğrenci oldu... 2004-2005-2006 öğretim yılında da yaklaşık aynı rakamda (35 bin) başarısızlık tekrarlandı…

Seçme sınavlarında öğrencilerin bu kadar başarısız olmalarının nedeni, okulda verilen eğitim ile sınav arasında bir ilişki kurulamamasından kaynaklanmaktadır...

Okul-sınav çatışmasına ailelerden gelen “ego tatmin” istemlerinin bir yansıması olan “…oğlum/kızım, dereceli başarıyı yakala, benden ne istersen iste…” meallerindeki vaatler, öğrenciyi olmadık baskılar altına sokmaktadır…

Öğrenci öyle bir şartlanma psikolojisine giriyor ki kendini adeta “…yarış aracı…” hissetmeye başlıyor….

Bu tabloyu gören yetkili, yetkisiz, sorumlu veya sorumsuz herkes şu soruyu sormaz mı; “…bu sonuçlar ilk-ortaöğretimin iflas ettiğini göstermiyor mu?...”

Milli Eğitim Bakanı olmak politik bir tercihtir, ancak, 'Maalesef Türk Milli Eğitim sisteminin gerçeği budur…' demek sorumlu olan mevkilerdeki politikacıların işi değil, yakışmıyor...

ÖSS ile ilgili olarak koparılan fırtınalar ve konuyla ilgili olarak önerilen çözümlerin hiç birinin amaca yönelik olduğunu düşünmüyorum…

Örneğin, seçme sınavına giren herkesin aldığı puana göre istediği yere yerleştirilmesi istemi çok anlamlı olduğunu sanmıyorum… İlk etapta böyle bir seçenek herkes için cazibeli yada kolaycı bir durum olabilir...

Ancak, dünyanın hiçbir ülkesinde her öğrenci üniversite kapısına yönlendirilmiyor. Ortaöğretimde verilen eğitim, bir yönlendirme ve yetenek ölçme esasına dayandırılmaktadır. Dolayısıyla hangi gencin hangi üniversite veya fakülteye gideceği aşağı yukarı liseden itibaren bellidir. Sanat okuluna, turizme, ticarete, siyasal bilgilere, hukuka, işletmeye yönelik belirlemeler yapılmış ve hatta ileride devletin idaresinde ilk önce rol alacak olanların bile belli olduğu bir sistem geliştirilmiştir...

Üniversitelere gidecek öğrenciler, matematik ve fen bilimlerinde iyi yetişmiş olmaları gerekir; matematik ve fen ağırlıklı alt yapıyla birlikte “analitik düşünce” yetenekli ve “sentez - sorgulama” yetenekli gençler yönlendirilir. Bunun dışında kalanlar daha çok teknik, sanat el becerileri ve piyasanın ihtiyacı olan ara eleman veya “meslek” ehli insanların yetiştirilmesine yönelik programlarla desteklenmektedir.

Örneğin, bir mühendis hiçbir zaman “tamirci” konumunda değildir… Ona yardımcı ara elemanlar meslek grubu okullarda yetişir… Mühendis işletmenin, teknik tasarımım “komutanıdır”…

Bir ordunun subayları, yani general olacak kadrolar vardır; bir de astsubayları, erleri vardır... Orduda herkes general olursa, harbi yapacak kimse kalmaz….

Siyasi iradenin acil olarak alması gereken önlem, bugünden tezi yok, eğitim sistemini ortaöğretimden başlayarak üniversiteye yönelimleri hazırlamalıdır…

Lise sınıflarına gelmiş bir gencin meslek okuluna mı, ticaret okuluna mı, siyasal bilgilere mi, hukuka mı gideceği belli olmalıdır ve her öğrenci ebeveynleriyle bunu bilmelidir ki bu tartışmalar bitsin. Tabii ki “açık üniversiteler” olmalıdır ve bunların yayılış sınırlaması da olmamalıdır…

Böyle bir organizasyon, milyonların kapısında beklediği, “erişilmez kapı” olan üniversite kapısında beklemek yerine, temel bilgilerle donatılmış, analitik düşünceye sahip daha az öğrenci üniversiteye geldiği takdirde iyi eğitim alır ve iyi yetişir…

Burada konu derinlemesine irdelendiğinde, görülür ki eğitimin temel felsefesi, hedefi tam belirlenmemiş… Amaç ve hedefleri net olarak belirlenmemiş bir eğitim sistemi olabilir mi?... Bizde olur…

Öyle bir eğitim sistemi ki, her gelen siyasi irade tarafından “deneme tahtası” yapılırsa onda hayır kalır mı?… Bunun sonucu olarak 30 milyon gencin okul-dershane arasında sıkışıp kaldığı ezberci bir sistem…

Kapısında milyonların sıraya girdiği üniversiteye gelen öğrencilerin ortaöğretimdeki başarı grafiği sınıf aşma ve “sınavı kazanma” olduğu için, ister ezberle olsun ister başka yöntem olsun çok anlam taşımıyor. Bütün ortaöğretim yılları 2-3 saatlik sınav maratonu ile sınırlıdır. Şayet sınav saatinde bir sağlık problemi olmuşsa, strese girmişse bütün emekleri heba olabilmektedir...

Sınav baskısı altında geçen bir ortaöğretim döneminde okuma alışkanlığını almayan ve öğrenmeği öğrenmeyen, analitik düşünce sistemi gelişmeyen gençler üniversiteye geldikleri zaman, meslek seçiminde fikir sahibi olmadıkları için, bocalama geçirmektedirler…

Hatta sosyal bir vaka olarak da “dilekçe yazma” yeteneğini kazanmadıkları, düşündüklerini ifade edemedikleri dikkatten kaçmamaktadır…

Sevdiği mesleği öğrenmek ve yapmak yerine “önüne konulanı yemek” anlamında bir mecburiyetle karşı karşıya kalmaktadır.

Hal böyle olunca da istemediği bir alanda “zoraki” meslek sahibi olmaya itilmektedir gençler… Üniversite bittiğinde yine mesleklerinin dışında bir işle iştigal etmek mecburiyeti doğmaktadır…

Bu psikoloji ile üniversiteye gelen öğrenci, elinde ders notlarıyla ezberlemeye çalıştığı bilgilerle sınıf aşma amacına yönelmekte, lisede nasıl ki “sınav kazanma” hedeflenmişti, üniversitede de “sınıf aşma, ders aşma” amaçlanmakta, aslında üniversitede yaptığı ile liseden farklı bir işlem olmadığını düşünmektedir…

Üniversiteye bu eksik alt yapı ile gelen öğrenciden çok başarılı meslek gruplarını bulmak ve çıkarmak çoğu kez zor olmaktadır…

Pek iyi, çare nedir?...

Eğitimdeki sorunları ve çözüm önerileri nasıl belirlenmelidir ki, bu verimsizlik, laçkalık bitsin?…

İlgili olan herkesin başta bir özeleştiriye tabi tutulması gerektiği kanısındayım…

Konu ile ilgili çözüm önerilerimiz, gelecek sayıdaki yazımızda…

ÖNCEKİ

Dört Parmak-1

SONRAKİ

6 ^0_C

Ramazan Demir

Öğrenci Seçme Sınavı (Öss) Sonuçları Üzerine… (2)

Dört Parmak-1

Yırtık Kara Lastikli Vatandaş Ve Küba'Ya Cami

Önerilen Yazılar

Yorum Yap

Kategoriler

Faydalı Linkler

Son Yazılar

Feodalizmin Devlete İsyanı: Dersim Olayları... (1)

Çanakkale'de Liseli Şehitler…

Tarih Tekerrür Etmesin…

Ramazan Demir

Öğrenci Seçme Sınavı (Öss) Sonuçları Üzerine… (2)

Dört Parmak-1

Yırtık Kara Lastikli Vatandaş Ve Küba'Ya Cami

Önerilen Yazılar

Duyguların Dili...(Kişisel Gelişim)

Kurtuluş Savaşında "Düşman Ülkeler" Kimlerdi?...

Yorum Yap

Kategoriler

Faydalı Linkler

Son Yazılar

Feodalizmin Devlete İsyanı: Dersim Olayları... (1)

Çanakkale'de Liseli Şehitler…

Tarih Tekerrür Etmesin…